Bilmem Onat Kutlar'ı nasıl bilirsiniz ama ben yıllardır sinema yazarlığı, senaristliği ve o alandaki başarılarıyla tanırdım.
Türk Sinematek Derneği'ni ve Yeni Sinema Dergisi'ni kuruşuyla sinema teorisine katkıları eşsizdir. Birçok ödüllü filmin senaristidir (Yusuf ile Kenan, Hazal vs.) Ulusal başarıları bir yana 85'te Berlin Film Festivali'nde jüri üyeliği yapmıştır. O yıl, Zeki Ökten'in Pehlivan filmi de yarışmadaydı ve filmin başrolü Tarık Akan o yıl 35. Berlin Film Festivali'nde Jüri Özel Ödülü'nü aldı. -Bu arada bu ödül, sanırım 8 defa Altın Portakal En İyi Erkek Oyuncu Ödülü'nü alan Tarık Akan'ın kariyeri boyunca uluslararası arenada aldığı en büyük ödüldür. 82'de Yol filmiyle Cannes En İyi Erkek adaylığı vardı fakat ödülü alamamıştı.- Müthiş bir seneymiş yahu sinemamız için. Şimdi Nuri Bilge Ceylan'ın Avrupa'daki başarısına ağzı açık bakan jenerasyon, zamanında Toplumsal Gerçekçi sinemamızın neler başardığını bilmiyor tabii.
Velhasıl O. Kutlar bu alandaki başarılarıyla halihazırda mühim bi adamken bir şiirine denk geldim tamamen tesadüfen. Şiiri de sineması kadar öylesine bu toprağın ürünü, bu coğrafyanın eseri ki! Dili Ahmed Arif gibi, sezgisi ve derdi de öyle. O vakit sanatını ve kuramını, biçim ve içerik bakımından farklı sanat dallarında bile bir bütün olarak yaratmış bir Onat Kutlar gördüm.
Buyrun, şiirin tadına bir de siz bakın sevgili şiyirseverler:
Velhasıl O. Kutlar bu alandaki başarılarıyla halihazırda mühim bi adamken bir şiirine denk geldim tamamen tesadüfen. Şiiri de sineması kadar öylesine bu toprağın ürünü, bu coğrafyanın eseri ki! Dili Ahmed Arif gibi, sezgisi ve derdi de öyle. O vakit sanatını ve kuramını, biçim ve içerik bakımından farklı sanat dallarında bile bir bütün olarak yaratmış bir Onat Kutlar gördüm.
Buyrun, şiirin tadına bir de siz bakın sevgili şiyirseverler:
Mart İçin Hoyrat
Sabah erken kalktım dereler buz
Tanrı bilir ne zaman döner avcılar
Kör Süleyman gece gündüz sayıklar
Çadırı yıkılsın da bozulsun bağı
Kan izlerini sildi götürdü acı kırağı
Dolandım durdum uzun yollarda yalınız
Severim gözünü şu halime bak
Yaramı saran gümüş telli kavak
Döner durur göğün dibinde bir yabana
Kartal mı desem peşinde bir alıcı kuş
Hakkari Oramar yaylası Van gölü Muş
Genç ömrüm bir kürt kilimiydi geçti gitti
İnsan yüreği pas tutar derdi babam rahmetli
Başında bir solgun poşu ayağında çarpana
Gözünü severim bir haber salsana
Yüreğimden uçan gümüş telli turna
Uyudum uyandım bir uzun gece
Ay karanlık devir puşt hava dumanlı
Sırtımda bir hançer söğüt yaprağı
Düşte gördüm dökülmüş odamın beyaz
Kireci bahar gelmeden geçip gitmiş yaz
Kimse sormaz aç mıyım susuz mu halim nice
Gözünü severim sen söyle kiraz
Agacından doğan gümüş telli saz
Kar üstüne açmış yaz delisiydi
Erken öttü gönlümün çapar horozu
Korkarım silerler defterden bizi
Götürür ayrılığa bir tahtadan at
Tarih dokuz yüz seksen gün yirmi üç mart
Biri hasret gömleğini bir daha giydi
Yüzünü seveyim sarayım belin
Koynumda uyan gümüş telli gelin
Tanrı bilir ne zaman döner avcılar
Kör Süleyman gece gündüz sayıklar
Çadırı yıkılsın da bozulsun bağı
Kan izlerini sildi götürdü acı kırağı
Dolandım durdum uzun yollarda yalınız
Severim gözünü şu halime bak
Yaramı saran gümüş telli kavak
Döner durur göğün dibinde bir yabana
Kartal mı desem peşinde bir alıcı kuş
Hakkari Oramar yaylası Van gölü Muş
Genç ömrüm bir kürt kilimiydi geçti gitti
İnsan yüreği pas tutar derdi babam rahmetli
Başında bir solgun poşu ayağında çarpana
Gözünü severim bir haber salsana
Yüreğimden uçan gümüş telli turna
Uyudum uyandım bir uzun gece
Ay karanlık devir puşt hava dumanlı
Sırtımda bir hançer söğüt yaprağı
Düşte gördüm dökülmüş odamın beyaz
Kireci bahar gelmeden geçip gitmiş yaz
Kimse sormaz aç mıyım susuz mu halim nice
Gözünü severim sen söyle kiraz
Agacından doğan gümüş telli saz
Kar üstüne açmış yaz delisiydi
Erken öttü gönlümün çapar horozu
Korkarım silerler defterden bizi
Götürür ayrılığa bir tahtadan at
Tarih dokuz yüz seksen gün yirmi üç mart
Biri hasret gömleğini bir daha giydi
Yüzünü seveyim sarayım belin
Koynumda uyan gümüş telli gelin